
Bir hacizden ve haciz prosedüründen bahsedebilmek için öncelikle ortada İcra Hukuku anlamında bir borcun bulunması gerekmektedir. Hemen belirtmemiz gerekir ki soyut bir hukuk dalı olan İcra ve İflas Hukuku’nda özellikle bir belgeye müstenit olmayan icra takiplerinde birazdan belirteceğimiz süresi içerisinde yapılacak itirazlar önem taşımakta, hatta süresi içerisinde ve kanuna uygun yapılmayan itirazlar veya hiç yapılmayan itirazlar sonucunda icra dosyasında borçlu olarak gözüken şahıs veya şahıslar aleyhine icrai işlemler yapılmakta ve devamında haciz, muhafaza ve nihayet satış işlemine geçilmektedir. Bu yazımızda genel haciz prosedürünü sizinle paylaşacağız.
- Öncelikle icrai işlemlerin başlatılması için ortada bulunması gereken İcra ve İflas Hukuku anlamında bir borçtan söz edilmelidir. Borç; alacaklı kişinin borçludan istemeye hakkı olduğu ve borçlu kişinin de borcunu ödemekle yükümlü olduğu, hukuki bir ilişkidir. Borç, hukuken kanıtlanmış bir yükümlülük olmakla birlikte, vadesi gelen borcun zamanında ödenmemesi ve uzun süre ödenemeyen borcun, faiziyle birlikte ödenmesi de alacaklı borçlu ilişkisinde yer alır.
Bir borç için icra takibi ve haciz işlemleri başlatabilmek için; borcun var olduğunun, yasal olarak ispat edilmesi şartı vardır. Yalnız hemen belirtmemiz gerekir ki uygulamada özellikle icra takibine müstenit bir belge mevcut değil ise dahi icra takipleri başlatılabilmektedir ve borçlu olarak dosyada gösterilen şahsın malları üzerinde haciz tehlikesi oluşmaktadır. Şayet icra takibi bir mahkeme ilamına dayanmıyor ise, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi ile birlikte itiraz süresi başlamaktadır ve bu itiraz süresi içerisinde hiçbir itirazın bulunmaması veya kanuna uygun bir itiraz yapılmaması durumunda alacaklı tarafından haciz işlemlerine geçilmektedir. Hemen belirtmemiz gerekir ki icra takibi bir mahkeme ilamına dayandırılmakta ise artık borçlunun İcra ve İflas Hukuku anlamında ödeme emrine itiraz yolu ile muhalefet hakkı bulunmamaktadır.
İCRA TAKİP TÜRLERİ NELERDİR ?
İcra takibi; belli bir alacak için, yasal yollara başvurarak, cebri icra ile, borçludan borcunun tahsil edilmesi için gerçekleştirilen işlemlerdir. İcra takip türleri ilamlı icra ve ilamsız icra olarak ayrılır. İcra takibi ne tür olursa olsun; alacaklı İcra Dairesi aracılığıyla takip talebi ile icra işleminin başlatılmasındaki ilk adım atılır.
İLAMSIZ İCRA TAKİBİ NEDİR ?
Mahkemenin vermiş olduğu kararın gerekçeli olarak yazılmış haline ilam denmektedir. Hemen belirtmemiz gerekir ki türleri birden çok olan icra takiplerinden yukarıda da değindiğimiz ve az sonra da değineceğimiz ilamlı icra takipleri haricinde hiçbir takipte herhangi bir mahkeme kararı aranmamaktadır. İlama müstenit olmayan takipler şu 3 şekilde açıklanabilir :
- Genel Haciz Yolu ile takip,
- Kambiyo senetlerine özgü haciz, (Kambiyo senetleri çek, bono ve poliçe olarak üçe ayrılmaktadır.)
- Kiralanmış taşınmazların tahliye edilmesi,
Yukarıda da belirtildiği gibi bu üç takip yolunda herhangi bir mahkeme ilamına gerek olmadığından bu üç yolda da alacaklı veya vekili tarafından icra dairesine yapılacak takip talebi ile icra dairesi tarafından borçluya ödeme emri gönderilir ve bu şekilde icra takibine başlanmış olur.
İLAMLI İCRA TAKİBİ NEDİR ?
Alacaklının borçlu kişiden alacağını tahsil etmesi amacıyla İcra Müdürlüğü’nde başlattığı icra takibi ve haciz işlemleri; mağduriyet yaratan durumun, taraflar için en kısa sürede ve en az kayıpla gerçekleştirilmesiyle sağlanır. İcra Hukuku’nda icra takip türlerinden biri olan ilamlı icranın başlatılabilmesi için, alacaklı kişide ilam ya da ilam niteliğinde kabul edilen bir belge bulunmalıdır. İlamlı icra takiplerinde ilamsız icra takiplerinden farklı olarak icra dairesi tarafında borçluya gönderilen belgeye ödeme emri değil; icra emri denmektedir. İlamlı icra takibine maruz kalan borçlu kişi, yukarıda da belirttiğimiz gibi icra emrine itiraz etme hakkına sahip değildir. Burada borçlu tarafın yapabileceği tek şey, icra emrinin geri bırakılmasını istemektir.
İLAMSIZ İCRA TAKİBİ VE HACİZ İŞLEMLERİ NEDİR ? NE ZAMAN BAŞLAMAKTADIR ?
Bir borçlu hakkında icra takibi başlatılması için, alacaklı veya vekili tarafından icra müdürlüğüne gidilerek takip talebi verilmekte ve icra müdürlüğü tarafından borçlu aleyhine ödeme emri düzenlenerek borçluya gönderilmektedir. Düzenlenen bu ödeme emrinin borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi ile itiraz süresi başlamaktadır. Yukarıda açıkça belirtilen ilamsız takiplerde itiraz süreleri de birbirinden farklıdır. Örneğin; genel haciz yolu ile yapılan icra takibinde itiraz süresi ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün iken, kambiyo senetleri olarak düzenlenen çek, bono ve poliçeye dayanan icra takiplerinde bu süre 5 gündür. Yani borçluya gönderilen ödeme emri şayet kambiyo senedine dayanıyor ise; borçlu ödeme emrinin tebliğinden örneğin 6 gün sonra itiraz eder ise yapılan bu itiraz süresi içerisinde yapılmış bir itirazın özelliklerini taşımayacağından borçlu aleyhine yapılan icra takibi kesinleşecek ve artık haciz işlemlerine geçilebilecektir. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki genel haciz yolu ile yapılan icra takibinde itiraz icra takibinin yapıldığı icra dairesine yapılıyor iken, kambiyo senedi ile yapılan takipte itirazın nöbetçi icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Kiralanmış taşınmazın tahliye edilmesi yolu ile icra takibinde ise itiraz süresi 7 gün olmakla, icra dairesi bakımından borçluya ayrıca meskeni terk etmesi ve anahtarı teslim etmesi için de 15 günlük süre verilir.
Borçlu tarafından tebliğ alınan ödeme emrine karşı şayet itiraz edilecekse bu itirazın bir veya birden çok gerekçesi olabilir. İtirazın gerekçeleri başlıca şu şekildedir :
- Borçlunun herhangi bir borcunun bulunmadığı itirazı (Bu itirazda borçlu alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.)
- Borcun kısmen veya tamamen ödendiği itirazı (Bu itiraz uygulamada ödeme itirazı olarak da adlandırılmalıdır. Borçlu şayet bir borcu olduğunu kabul etmekte fakat kısmen veya tamamen ödeme yaptığını savunuyorsa bu yolu kullanmaktadır.)
- İcra takibine dair yetki itirazı (Bu yolda borçlu borcun varlığından ziyade icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını savunmaktadır. Yetki hususu Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş olup İcra İflas Kanunu’nda yetkiye ilişkin kurallar bu kanuna yollama yapılarak düzenlenmiştir. Buna göre şayet ortada herhangi bir yetki sözleşmesi ya da Hukuk Muhakemeleri Kanunu anlamında bir kesin yetki kuralı yoksa yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Örneğin; borçlu ile alacaklı arasında yukarıda belirtilen şekilde bir yetki kuralının olmadığı bir durumda borçlu Kartal’da ikamet ederken alacaklı Şişli’de ikamet ediyor ise ve alacaklı icra takibini Çağlayan Adliyesi’nde ikame etmiş ise, borçlunun yetki itirazı icra dairesi tarafından kabul edilmelidir. Nitekim borçlunun ikametgahında bulunan adliye Anadolu Adliyesi’dir ve icra takibinin de buradan açılması gerekir.)
- Borçlunun icra takibinin dayanağı belge üzerindeki imzaya itirazı (Bu yolda borçlu yine borçlu olduğunu kabul etmemekte ve borçlu olduğuna dair alacaklı tarafından icra müdürlüğüne sunulan belge üzerindeki imzanın da kendisine ait olmadığını savunmaktadır. Örneğin: bono borçlusu olarak icra takibinin tarafı olan bir şahıs bononun üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını düşünüyorsa, itiraz dilekçesinde imzanın da kendisine ait olmadığını ayrıca ve açıkça bildirmelidir.)
İTİRAZ SÜRESİNİ ELİMDE OLMAYAN SEBEPLERLE KAÇIRDIM ? İTİRAZ HAKKIM VAR MIDIR ?
Borçlu, şayet tebliğden itibaren başlayan itiraz süresini elinde olmayan sebeplerle kaçırdı ise bu kez gecikmiş itiraz yoluna başvurmalıdır. Gecikmiş itiraz, bu kez icra takibinin türü ne olursa olsun icra mahkemesine yapılacaktır. Gecikmiş itirazın süresi, borçlunun elinde olmayan durumun ortadan kalkmasından itibaren 3 gündür. Bu itiraz üzerine dosya icra mahkemesine tevdii edilir ve icra hakimi dosya üzerinden karar verir.
İCRA DOSYASI NASIL KESİNLEŞİR ? HACİZ İŞLEMLERİ NASIL YAPILIR ?
Yukarıda da belirtildiği gibi, icra takibi alacaklının yetkili icra dairesine takip talebi verilmesiyle başlamakta ve bundan sonra icra dairesi tarafından borçluya ödeme emri gönderilmektedir. Açıkça belirtilen süreler içerisinde kanuna uygun bir itirazın borçlu tarafından icra dairesine gönderilmemesi sonrasında takip kesinleşecek ve artık alacaklı veya vekili tarafından borçlu malları üzerinde haciz talep edilebilecektir. İcra takibinin kesinleşmesi sonrasında alacaklı tarafından borçlunun malları araştırılacak ve bulunan mallar üzerine haciz şerhi işlenebilecektir. Peki, hangi mallar aleyhine haciz yapılabilir ?
- Borca karşılık gelen miktarda borçlunun taşınır ve taşınmaz malları,
- İcra ve İflas Kanunu’nun 82. Maddesi gereği haczedilemeyecek mallar haricindeki tüm mallar,(örneğin: son Yargıtay kararlarına bakıldığında çamaşır makinesi lüzumlu ev eşyası sayılacağından haczedilemiyor olduğu halde lüks sayılabilecek ev eşyalarının haczi caizdir.)
- Borçlu işçi ya da memur ise işveren kurum veya kişiye icra müdürlüğü tarafından gönderilecek tebligat ile borçlunun maaşının ¼’ü haczedilebilir.
- Borçlu emekli ise borçlunun onayı olmadan emekli maaşı, öğrenci bursları haczedilemez.
Yukarıda sayılan ve haczi kanun tarafından yasaklanmış haklar, menkul ve gayrimenkuller üzerinde haciz yapılamayacağı gibi, şayet bu mallar üzerinde haciz yapılması durumunda haczi yapan memur ve haczi talep eden alacaklı için hukuki ve cezai sorumluluk doğabilecektir.
İCRA TAKİBİNE SÜRESİ İÇERİSİNDE İTİRAZ EDİLMESİ DURUMUNDA NE OLUR ? SÜREÇ NASIL İŞLER ?
Yukarıda da belirtildiği gibi eğer borçlu kendisine tebliğ edilen ödeme emri üzerine süresi içerisinde ve kanuna uygun şekilde itiraz ederse bu kez icra takibinin devam etmesi için yükümlülük alacaklı üzerine düşmektedir. Alacaklı, borçlunun itirazlarının şekil ve türlerine göre itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yollarına başvuracaktır. İtirazın kaldırılması yolu icra mahkemelerinde açılır ve borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içinde bu yola başvurulması gerekmektedir. İtirazın iptali ise genel mahkemelerde açılabilecek bir dava türüdür ve bu yolda süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıldır. Genel mahkemelerden kasıt alacağın türüne göre kanun tarafından görevlendirilmiş mahkemelerdir. Örneğin; alacak bir işçilik alacağına dayanıyorsa itirazın iptali davasında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir, alacaklı tarafından İş Mahkemelerine başvurma süresi