A&C Hukuk Bürosu

KIYMETLİ EVRAK NEDİR ?

Türk Ticaret Kanunu’nda kıymetli evraka ilişkin genel hükümlerde, kıymetli evrakın tanımı yapılmıştır. Kıymetli evrak; öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez (TTK m. 645). Bu tanımdan, kıymetli evrakta aşağıda belirtilen ortak unsurların (özelliklerin) mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

KIYMETLİ EVRAKLARIN UNSURLARI NELERDİR ?

  1. SENET :

Kıymetli evrak, her şeyden önce bir senedin varlığını gerektirir. Senet ise bir kimsenin kendisi aleyhine düzenlediği ve bir irade açıklaması içeren yazılı belgedir. Yazılılık kapsamına sadece yazı ve elle atılan imza girmez; ayrıca elektronik imza da girebilir. 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu m. 5 uyarınca “Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”.

Bu kuralın istisnası da vardır. Elektronik İmza Kanunu m. 5/2 uyarınca “Kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile teminat sözleşmeleri güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez.” Bu nedenle kıymetli evrak türleri arasında yer alan kambiyo senetleri, özel şekle tâbi tutan hükümler uyarınca (TTK m. 756, 778, 818/1-r) elektronik imza ile düzenlenemez. Islak imza şeklinde olmalıdır, yani tükenmez veya dolma kalemle imzalanmalıdır.

  1. DEVREDİLEBİLİR HAK :

Kıymetli evrak, sadece devredilebilir nitelikteki hakları içerir. Bu haklar özel hukuk kapsamında ve malvarlıksal (parasal) değeri olan haklardır. Ancak kamu hukukuna dâhil olan haklar ve özel hukuka dâhil olsa bile devredilemeyen haklar, kıymetli evraka bağlanamaz. Örneğin pasaportlar, yabancılar için ikamet tezkeresi, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, öğretmenevi giriş kartı, taşınmaz mülkiyetinin devri için tapu memurunca düzenlenen senet, vasiyetname başkasına devredilemez.

Daha somut olarak belirtmek gerekirse kıymetli evraka yerleşen hak, bir alacak (kambiyo senetleri, anonim şirket “tahvilleri”) veya ortaklık hakkı (anonim şirket “pay senedi”) yahut eşya üzerindeki bir ayni hak (mülkiyet hakkını temsil eden “makbuz senedi”, rehin hakkını temsil eden “varant”) niteliğinde olabilir.

  1. HAKKIN SENEDE BAĞLANMIŞ OLMASI :

Kıymetli evrakta hak ve senet arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Hak, senede yerleşmiştir. Bu unsur, kıymetli evraktaki hakkın 8 devir edilmesi ve talep edilmesi açısından önem taşır. Gerçekten hakkın senede olan bağlılığı sebebiyle, senetten ayrı olarak devredilebilmesi veya ileri sürülmesi mümkün değildir (TTK m. 647/1). O halde kıymetli evraktaki hakkı talep eden, senedi “ibraz” etmek ve hakkın yerine getirilmesi karşılığında senedi “teslim etmek” zorundadır (TTK m. 646/1). Buna mukabil borçlu da borcunu, kıymetli evrakı ibraz eden meşru hamile ifa etmek (ödemek) mecburiyetindedir (TTK 646/1).

KIYMETLİ EVRAKLARIN ADİ SENETTEN FARKLARI NELERDİR ?

 Hukuk öğretisi ve kanun koyucu kıymetli evrakı adi senetlerden farklı tutmaktadır. TTK md.646’da yer alan senet ifadesi ile tüm senetler değil sadece borç senetleri kastedilmiştir. Ancak kıymetli evrak anlam olarak sıradan bir borç senedini değil nitelikli borç senedini ihtiva etmektedir. Kıymetli evrak, adi senetlerden şu hususlar bakımından ayrılmaktadır:

(1) Kıymetli evrakta yer alan hak para ile ölçülebilen, dolaşım yeteneğini haiz bir özel hukuk hakkı olması gerekirken, adi senetlerde yer alan çok daha geniş bir içeriğe sahip olabilir. Örneğin; bir heykelin teslimine ilişkin borcu adi senet ihtiva edebilir.

(2) Kıymetli evraklarda –bazı istisnalar dışında- borçlar şarta bağlanamaz. Örneğin; kambiyo senetlerinde ödeme borcu vade dışında başka bir şarta bağlanamamaktadır.

(3) Kıymetli evrakta tek taraflı bir borç yer alabilirken, adi senetlerde hem tek tarafa yüklenmiş hem de iki tarafa da yüklenmiş borç söz konusu olabilir.

(4) Kıymetli evrak özellikli şekil şartlarına tabi olup, şekil şartları genel olarak kıymetli evrak bakımından geçerlilik şartıdır. Adi senetlerde ise durum farklı olup şekil geçerlilik şartı değil sadece ispat bakımından önemlilik arz etmektedir.

(5) Kıymetli evraklar adi senetlerden farklı olarak nama, emre veya hamiline düzenlenebilir. Adi senetlerin emre veya hamiline düzenlenmesi imkânsızdır.

(6) Kıymetli evrak hak ile senet arasındaki sıkı bağ sebebiyle, kıymetli evrakın zayi olması halinde hakkın ileri sürülebilmesi için senedin kanuni aşamalara uyularak iptal ettirilmesi gerekirken, adi senetlerde hak senetsiz de ileri sürülebildiğinden iptal ettirilmesine ihtiyaç yoktur.

(7) Kıymetli evrakta senet, ihtiva ettiği hakkın bir unsuru iken, adi senet hakkın varlığını değil sadece ispatını sağlayan bir araçtır.

(8) Kıymetli evraklarda zamanaşımı süresi olarak 6 aydan 3 yıla kadar çeşitli süreler öngörülmüşken, adi senetler için genel olarak zamanaşımı süresi 10 yıl istisnai durumlarda 5 yıl olarak düzenlenmiştir.

(9) Kıymetli evrakta alacaklı ve borçlu sıfatı birleşse bile alacak ve borç devam etmekte, diğer bir ifadeyle senet hukuk sisteminde mevcudiyetini muhafaza etmekte ve dolaşım yeteneğini korumaktayken, adi senetlerde, senede bağlanmış olan alacak ve borç aynı kişide birleşirse borç sona ereceğinden adi senet hükümsüz kalacaktır.

Bütün bu bilgiler ışığında görülmektedir ki adi senetler, borçlunun ödeme gücünün bulunmaması ya da alacağın çeşitli kişilere devri gibi hallerde devralan açısından yeterli emniyeti sağlayamamaktadır. Ticari hayatın gerektirdiği hız ve devralanın hakkın mevcudiyetinden ve tahsil edilebilirliğinden emin bir şekilde işlem yapma arzusu kıymetli evraka dair özel düzenlemelerin sevk edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

KIYMETLİ EVRAKLARIN ALT TÜRÜ OLAN KAMBİYO SENETLERİ NELERDİR ?

 Kambiyo senetleri, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmesi bakımından sadece çek, bono ve poliçedir. Bu sayılanlardan başka kambiyo senedi adı altında bir senedin sayılabilmesi mümkün değildir.

Poliçe: Poliçede temel olarak üç kişi mevcuttur. Bunun için üçlü bir hukuki ilişkiden söz edilir. Poliçe düzenleyen (keşideci) tarafından muhatap üzerine düzenlenir (çekilir/yöneltilir) ve lehdara teslim edilir. Bu ilişki, bir havale ilişkisidir. Bunun anlamı, poliçenin iki tür yetkilendirme içermesidir: Düzenleyen, düzenlediği poliçenin muhatabına belli bir bedeli ödeme yetkisi; poliçenin lehdarına da bu bedeli alma yetkisi verir. Özellikle belirtmek gerekir ki ticari hayatta günümüzde çok kullanım alanı bulmamakta, yerini TTK’da düzenlemelerinde kendisine sıklıkla gönderme yapılan BONO’ya bırakmıştır.

Bono: Bono ikili bir ilişkidir. Bono, düzenleyen tarafından yazılarak lehdara verilir. Bono, belirli bir kişinin (muhatabın) üzerine düzenlenmez (çekilmez/yöneltilmez). Bonoda düzenleyen, lehdara karşı belli bir bedeli ödeme vaadinde (soyut borç tanıması / mücerret borç ikrarı) bulunur. Bono da düzenleyen aynı zamanda senedin borçlusudur. Bu nedenle bononun düzenlenmesi, poliçeden bazı farklılıklar taşır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi her ne kadar tedavülde bono ile sıklıkla karşılaşıyor olsak da Türk Ticaret Kanunu’nda poliçe daha geniş düzenlenmiş ve bonoya ilişkin hükümler bu düzenlemelere yollama yapılarak kayıt altına alınmıştır.

Çek: Çek, poliçede gibi, üçlü bir ilişkidir. Bu ilişki, bir havale ilişkisidir. Çek, düzenleyen tarafından muhatap üzerine düzenlenir (çekilir/yöneltilir) ve lehdara teslim edilir. Çek, iki tür yetkilendirme içerir. Düzenleyen, düzenlediği çekin muhatabı bankaya belli bir bedeli ödeme 62 yetkisi; çekin lehdarına da bu bedeli alma yetkisi verir. Ancak poliçeden farklı olarak çekte muhatap, mutlaka bir banka olmak zorundadır.

Çekler bankalar tarafından, önceden belirlenen usul ve esaslara göre, bastırılarak müşterilerine verilmekte ve müşterilerde ilgili kısımları doldurarak çek düzenlemektedirler. Başka bir anlatımla matbu (basılmış) çek kullanılması gerekmektedir. Her ne kadar bono (emre yazılı senet) düzenlemek içinde matbu (basılmış) senet kullanmak mümkünse de, zorunlu değildir. Buna karşılık bankalar tarafından usulüne uygun olarak basılan kullanmaksızın çek düzenlenemez.

Hemen belirtmemiz gerekir ki yukarıda özellikleri belirtilen tüm kambiyo senetleri, senedi elinde bulunduran (hamil) tarafından ciro edilerek başkasına teslim edilebilir. Bu husus aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

KAMBİYO SENETLERİNİN İŞLEVLERİ NELERDİR ?

 Kambiyo senetlerinin ödeme yöntemi olmak, kredi sağlamak ve teminat olmak işlevleri vardır. Bunlar kambiyo senetlerinin ekonomik işlevleridir.

  1. KAMBİYO SENETLERİ BİRER ÖDEME ARAÇLARIDIR.

Taraflardan birinin borcunun bir miktar paranın ödenmesi olan sözleşmelerde; borçlu, nakit para ile ödeme yapmasını karşı tarafın kabul etmesi kayıt ve koşulu ile bir kambiyo senedi de verebilir. Bu suretle kambiyo senedi ile ödemede bulunmak söz konusu olur. Buna ödeme aracı olma işlevi denir.

  1. KREDİ İŞLEVİ

Borç sözleşmelerinde kambiyo taahhüdünde bulunan borçlu senedin vadesinin bitimine kadar kredi temin etmiş sayılır. Bu da kambiyo senetlerinin (aynı zamanda) kredi aracı işlevi görmesi sonucunu doğurur. Örnek olarak bir satış sözleşmesinde satın aldığı malın bedeli için bir bono veren alıcı (borçlu); satın aldığı malı satarak senedin vadesinde borcunu öder; satıcı da (alacaklı) bonoyu dolanıma (tedavüle) koyarak (ciro + zilyetliğin geçirilmesi) malın bedelini “elde etmiş” olur.

Poliçe ve bono da vade mümkün olduğundan, kredi işlevi vardır. Ancak çekte vade olmayıp, ibraz süreleri mevcuttur. Buna bağlı olarak da çekin sadece ödeme aracı olarak işlev gördüğüne, kredi aracı işlevi olmadığı kabul edilmektedir.

Ancak ticari 64 hayatta çekin kullanımında düzenleme tarihi olarak ileri bir tarihin yazılarak (ileri tarihli çek / vadeli çek), kredi işlevi görmesi sağlanmaktadır.

  1. TEMİNAT İŞLEVİ

Kambiyo senetleri teminat aracı olarak da kullanılabilir. Borç sözleşmelerinde muhtelif yükümlülüklerin yerine getirilmesini güvence altına almak için kambiyo senetleri teminat olarak verilebilir. Örnek olarak; bankalar borçlu cari hesap kredisini güvence altına almak için kredi verdikleri kişiden bono ya da banka kabullü poliçe alırlar. Kredi alan borcunu zamanında ödemez ise, banka alacağını kambiyo senedini takibe koyarak kolayca tahsil eder.

Kambiyo senedinin teminat amacı ile verildiğini iddia eden kişi bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Teminat olarak verilen kambiyo senedi alacaklı tarafından üçüncü kişilere ciro + zilyetliğin geçirilmesi yolu ile devredilirse kambiyo senedini düzenleyen kişi iyiniyetli üçüncü kişilere karşı TTK m. 687 nedeniyle “kayıtsız koşulsuz” sorumlu olur. Buna kambiyo senetlerinin teminat işlevi denir.

Poliçe, bono ve çekin teminat işlevi vardır.

KAMBİYO SENETLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ NELERDİR ?

  1. Kambiyo senetleri sınırlı sayıdadırlar, bunun anlamı; yukarıda da ayrı ayrı belirtilen çek, bono ve poliçe dışında kambiyo senedi sayılan bir evrakın olması mümkün değildir.
  1. Kambiyo senetleri özel şekil şartlarına tabidir. Bir senedin kambiyo senedi olarak nitelendirilebilmesi için kanunda belirtilen şekil şartlarını taşıması gerekir. Bu şartlar yoksa o senedi poliçe, bono veya çek olarak kabul etmek mümkün değildir.
  1. Kambiyo senetlerinde soyutluk ilkesi geçerlidir. Kambiyo senetlerinde, temel ilişkinin (temel borç ilişkisinin / alt ilişkinin) senette belirtilmesi söz konusu değildir. Hatta bu temel ilişki, 65 senette açıklanamaz. Bu durum senedin dayandığı bir temel ilişkinin bulunmadığını göstermez. Ancak kıymetli evrak olarak kambiyo senedinde yer alan alacağın varlığı ve içeriği konusunda senet önem taşır ve belirleyicidir. Bu yüzden kambiyo senetlerinin soyutluğu ilkesinden söz edilir.
  1. Kambiyo Senetleri Kanunen kendinden Emre Yazılı Senet niteliğindedirler. Kambiyo senetleri kanunen emre yazılı olduklarından, nama yazılı hale getirilebilmeleri için lehdarın adından sonra açıkça “emre değildir” veya “nama yazılıdır” şeklinde kayıt konulmalıdır (TTK m. 681/2, 778/1a, 785 ve 788/2). Aksi takdirde kambiyo senetleri, düzenlenip şekil şartları tamamlandığı andan itibaren, emre yazılı senet sayılırlar. Poliçe, bono ve çek nama yazılı olarak düzenlenebilir.

Ancak yukarıda sayılan senetlerden SADECE ÇEK hamiline yazılı olarak düzenlenebilir. Bono ve poliçenin hamiline yazılı olarak düzenlenmesi mümkün değildir.

  1. Kambiyo senetlerinde müteselsil sorumluluk ilkeleri geçerlidir. Alacaklı, ibraz ettiği senet ödenmediği takdirde senet bedelinin tamamı için diğer borçlulardan birine veya bazısına yahut hepsine birden başvurabilir (TTK m. 724, 788/1d, 818/1k). Bu durum, kambiyo senetlerinin tedavül işlevini artırmakta ve ona güven duyulmasını sağlamaktadır.
  1. Kambiyo senetlerinde İMZALARIN İSTİKLALİ ilkesi geçerlidir. borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, hayali şahısların imzalarını yahut yetkisiz temsilcilerin imzalarını taşırsa, diğer imzaların geçerliliği bu yüzden hiçbir şekilde etkilenmez. İşte borçlulardan birisinin imzasının herhangi bir nedenle bağlayıcı olmamasının, diğer borçluların sorumluluğunu etkilememesine, imzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi denir (TTK m. 677).
  1. Kambiyo senetlerinin hepsi, birer para alacağı senedidir. Bu yüzden alacak hakkından başka bir hakkın senede yazılması ve bu senedin kambiyo senedi sayılması olanaklı değildir.

KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ TAKİP YOLLARI NELERDİR ?

Öncelikle belirtmek gerekir ki kambiyo senetlerine özgü takip yolları ilamsız takip yollarındandır. Bu takip yoluna başvurulabilmesi için icra müdürlüğüne başvuran alacaklının elinde mutlaka kambiyo senetlerinden birinin olması gerekmektedir. Kişinin alacak hakkı herhangi bir kambiyo senedine bağlanmıyorsa veya KANUNUN KAMBİYO SENETLERİNİN İHTİVA ETMESİ GEREKEN ZORUNLU UNSURLARINDAN BİRİNİ İÇERMEYEN BİR SENEDE BAĞLANIYORSA alacaklı artık kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapamayıp genel haciz yolu ile takip yoluna başvurabilecektir.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip İcra İflas Kanunu’nun 168. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir.

Öncelikle İİK 168’e bakmak gerekirse;

Ödeme emri:

Madde 168 – (Değişik: 18/2/1965-538/81 md.) İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrine şunlar yazılır:

  1. Alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, takip talebine yazılması lazım gelen kayıtlar,
  2. Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarı,
  3. Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi lüzumu,
  4. Takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sadır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkar ederse sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahküm edileceği ve icra mahkemesin den itirazının kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.
  5. Borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirerek icra mahkemesinden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.
  6. İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı.

60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.

Madde metninde de düzenlendiği gibi, icra memuru önce kendisine ibraz edilen senedin KAMBİYO SENEDİ VASFINA HAİZ OLUP OLMADIĞINI tatkik edecektir. Şayet senet kambiyo senetleri vasfına haiz değil ise artık genel haciz yolu ile takip yapılabilecektir.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hususunda ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren borçlunun itiraz için izleyeceği yollar genel haciz yolu ile takipten farklılıklar göstermektedir. Özellikle belirtmemiz gerekir ki, genel haciz yolu ile yapılan takipten farklı olarak bu takip yolunda itiraz daireye değil İCRA MAHKEMESİNE yapılır. Borçlu şayet kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin muhatabı olup itirazı mahkeme yerine daireye yaparsa, yapılan itiraz usulüne uygun bir itirazın özelliklerini taşımayacağından icra takibi kesinleşecek ve borçlunun malları üzerinde haciz ve satış işlemlerine geçilebilecektir. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki bir diğer büyük fark olarak, kambiyo senetlerine özgü takip yollarına yönelik borçlu tarafından yapılan itirazlarda SATIŞ İŞLEMLERİ HARİCİNDE HİÇBİR İCRA İŞLEMİ DURMAZ. Şayet borçlu icrai işlemleri durdurmak istiyor ise, icra mahkemesinde görülecek itiraz davasında mahkeme tarafından ayrıca bir karar ile takip işlemlerinin durmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu itiraz yolları İİK 169. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Borçlu tarafından yapılacak itirazlar şu şekilde sınıflandırılabilir.

  • Borca itiraz yolunda, borçlu şahıs şayet borçlu olmadığını düşünüyorsa nöbetçi icra mahkemesine borçlu olmadığına dair itirazda bulunabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu itiraz satıştan başka icrai işlemleri durdurmaz.
  • İmzaya itiraz yolunda, borçlu,168 inci maddenin 4 numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Yine bu itiraz da satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.
  • Ayrıca belirtmemiz gerekir ki borçlu icra takibinin dayanağı olan kambiyo senedinin kambiyo vasfına haiz olmadığını düşünüyor ise bu kez muhalefetini icra mahkemesine yapacağı şikayet yolu ile bildirecektir. Nitekim takibin dayanağı belgenin/kambiyo senedinin kambiyo vasfına haiz olup olmadığını tahkik edecek olan kişi icra memuru/müdürü olduğundan şayet kambiyo senedinin ihtiva etmesi gereken zorunlu unsurlardan birini/birkaçını taşımayan senet hakkında bu husus dikkate alınmadan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığından bu husus bu kez şikayet konusu olacaktır.

Hemen belirtmemiz gerekir ki borçlu tarafından yapılacak bu itiraz ve şikayetler ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 GÜN İÇİNDE nöbetçi icra mahkemesine yapılmalıdır. İtiraz veya şikayetin süresi içinde yapılmaması, ya da süresi içinde yapılsa dahi icra mahkemesine değil de icra dairesine yapılması geçerli bir itirazın sonuçlarını doğurmayacağından artık takip kesinleşecek ve borçlunun malları üzerine haciz konulup hacizli mallar satılabilecektir.

ÖZET

 Sonuç olarak kambiyo senetleri Türk Ticaret Kanunu’nda ayrı olarak düzenlenmiş olup Kıymetli Evrak Hukuku’nun köklü düzenlemelerindendir. Kambiyo senetleri ; çek, bono ve poliçe olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bu senetler kanunen emre yazılı senetlerden sayılmaktadırlar. Tüm bu senetlerin ayrı ayrı ihtiva etmelerinin zorunlu olduğu unsurlar kanunen düzenlenmiş olup bu unsurlardan birini bulundurmayan senedin artık kambiyo senedi olarak sayılması mümkün olmayıp adi senet niteliğindedir ve adi senet niteliğinde olup sadece genel haciz yolu ile takibin konusu olabilirler. Bu senetler şayet kambiyo senetlerinin tüm vasıflarına haiz ise bu kez kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin konusunu oluşturabilecekler ve bu nedenle İcra İflas Kanunu’nda ayrı olarak düzenlenen KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ HACİZ YOLU İLE TAKİP hükümlerine göre icrai işlemler uygulanacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir